Bir toplumsal değerin anlamını bilmek, o değeri içselleştirmek anlamına gelmiyor. Bilmek ile birlikte o değeri yaşamak da gerekiyor. İyiliğin ne demek olduğunu tanımlamak iyi bir insan olduğumuz anlamına gelmiyor. İyiyi yaşamak önemlidir. İyi ne ise onu yaşamak gerekir ki, o bilginin gerektirdiği eylemi yapmak lazım ki iyi olduğumuzu söyleyebilelim. "Yoksula yardım etmek iyidir." yargısındaki bilginin gerektirdiği eylemi yapmak asıl iyi olandır. Aynı şekilde adaletin tanımını çok mükemmel, eksiksiz bir şekilde yapabiliriz. O tanımdaki bilginin gerektirdiği şekilde hareket etmiyorsak adil olamayız. Sonuç olarak bilmek yetmez, bilgiyi yaşamak esas olandır.
Bilgimizi yaşamak, söylediğimizi yapmak demektir ki bu da insanlar karşısında tutarlılığımızı gösterir. Bu tutarlılığımız insanlara güven verir, insan ilişkilerini pekiştirir